Mevzide
Şu siperde durup düşüneyim biraz!
Kimin alnından girdi ilk kurşun,
kimin şakağına çarptı o saçma?
Sahi savaş ne saçma!
Adımı koyarken babam
hayal etmiş miydi bu anı?
Yüzümdeki çamuru, postalımdaki kanı!
Ya saçlarımı öperken annem
ve alnımı,
umar mıydı bir siperin dibinde
hayatı seven, insanları seven oğlu;
öldürecek başka bir canı?
Adım Barış!
Şimdi bir deniz kenarında,
bir söğüdün altında,
yüzünü rüzgara dönüp
sevdiğine sarılmak vardı!
Bir köy okulunda,
gözleri ışık ışık çocuklara
umutla haykırmak vardı:
„çocuklar inanın, güzel günler göreceğiz
güneşli günler”
Şiirler okumak vardı barış üzerine,
umuda ters giden ne varsa unutturmak
ve hepsini gözlerinden öpmek vardı!
şimdi bir şehirde,
bir köyde,
savaşın olmadığı dünyanın bir yerinde,
sırt üstü uzanıp
gökyüzünü izlemek vardı.
Peki kim verdi bana bu silahı
Ne işim var bu mevzide!
Kimin fikriydi bu kavga
Kimin elleri ile ateş ediyorum
ve kimin ayakları ile yürüyorum!
Bahar Bektaş